13 Ağustos 2018 Pazartesi

Birbirinden Çarpıcı Anlarıyla Kan Donduran İntihar Sahneleri



1)Arizona Dream – 1993

Yönetmen: Emir Kusturica

Grace (Lili Taylor)’in intihar ettiği bu sahne kuşkusuz liste başını hak edenlerden. Grace’in adeta bir tören için giyinip süslenerek hazırlandığı intihar girişimi bunu aslında bir ritüel olarak sunuyor. Arka fonda Goran Bregoviç imzalı Death adlı şarkı bu sıra dışı ritüele layığıyla eşlik ediyor. Elinde silah evden dışarı çıkan Grace yağan yağmur altında ilerlemeye başlar. Onu durdurmak için gelen Axel (Johnny Deep) ve Elaine (Faye Dunaway) önünde müziğin zirve yaptığı anda tetiği çeker ve o esnada yakınlardaki bir ağaca yıldırım düşer. Kesinlikle kan dondurucu bir sahne.




2)Wristcutters: A Love Story – 2006

Yönetmen: Goran Dukić

Bir açılış sahnesi var bu kez karşımızda. Hem de ne açılış! Kahramanımız Zia (Patrick Fugit) yatağından kalkarak gramafona bir plak yerleştirir ve son derece dağınık olan odasını toplamaya başlar. Yine gayet incelikli, uzun uzudıya bir hazırlık sürecini izletir bize yönetmen. Tom Waits‘in o buğulu sesinden dinlediğimiz harikulade şarkısı Dead and Lovely bizi alıp uzaklara götürürken Zia da nihayet odasını toparlamayı bitirir ve odadan kaybolur. Çünkü banyoda ufak bir işimiz vardır. Bol kanlı bir iştir fakat ne yazık ki.



3)Oldboy – 1993

Yönetmen: Park Chan-Wook

Park Chan-Wook’un başyapıtı Oldboy’dan muhteşem ötesi bir sahne. Woo-jin Lee (Ji-tae Yu)’nin intihar ettiği sahne, aynı zamanda kendi içinde flashback ile bir başka intiharı da gözler önüne getirir. Her Chan-wook Park filminde olduğu gibi bu filmde de müzikler harikadır. Özellikle film bitirken çalınan The Last Waltz bir başkadır.




4)The Rules of Attraction – 2002

Yönetmen: Roger Avary

Unutulmaz bir banyo sahnesi ya da intihar sahnesi mi demeliyiz bilemedim. Zira bu kez intihar eden karakterimiz kendine mekân olarak küveti seçmiştir. Karakterimiz oldukça kararlı, yönetmenimiz de bizden bir şey gizleme niyetinde asla olmayan kişilerdir. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar izlediğim sahnenin etkileyiciliğini arttıran en önemli şey ise elbette Harry Nilsson‘dan Without You parçasını dinlememizdir. Sonunda ise her şeyi tanrısal bir bakış açısıyla görmemiz ve fonda sadece damlayan su sesi için söylenecek laf yok.





5)The Hours – 2002

Yönetmen: Stephen Daldry

Virginia Woolf‘un yaşamı etrafında dönen ve farklı dönemlerde yaşayan üç kadını ele alan bu muhteşem filmin en unutulmaz sahnelerinden biri gay ve AIDS’li şair Richard Brown (Ed Harris)’in Clarissa Vaughan (Meryl Streep) ile önce uzun bir sohbet gerçekleştirip, sonra da kendini sonsuzluğa uğurladığı anlara ev sahipliği yapar. Bu sahnede Streep ve Harris’in oyunculukları karşısında saygıyla eğilmek gerek kesinlikle. Tek kelimeyle olağanüstü.




6)Duvara Karşı - 2004

Yönetmen: Fatih Akın

Fatih Akın’ın en sevilen ve seyirciyi en çok sarsan filmlerinden Duvara Karşı’da Sibel Kekilli’nin hayat verdiği Sibel karakteri Ağla Sevdam şarkısı eşliğinde bir intihar ile bizleri buluşturur. Yine özellikle fondaki müzik ve Kekilli’nin başarılı oyunculuğu ile oldukça duygusal anlar yaşatan bu sahnede Sibel karakteri ile birlikte ağlamamak elde değil.




7)İda – 2013

Yönetmen: Pawel Pawlikowski

Sizi kesinlikle sarıp sarmalayacak bir siyah – beyaz bir film karşımızdaki. İda, ödüllere, başarılara doymayan her bir anıyla yüreğimizi paramparça eden bir film. İşte bu insanın izlerken nutku tutulan filmin finali nasıl olur dersiniz? Kahramanlarımızdan Agata Kuleszanın hayat verdiği Wanda, onca acıya, hayal kırıklığına artık daha fazla dayanamayacağını düşünmüş olacak ki… Yine bir pencereden atlama sahnesi vardır. Yalnız Wanda o kadar belli etmez ki son ana kadar ne yapacağını. İnanılır gibi değildir. Aynı yere çakılmış kameranın önünden gelir geçer Wanda. Ütünü değiştirir, sigara yakar vs. Sonra sonra da…




8)Full Metal Jacket – 1987

Yönetmen: Stanley Kubrick

Askerlik ve savaşın anlamsızlığı üzerine çekilmiş, en unutulmaz başyapıtlardan biri var karşımızda. Ve böylesine bir filmden seyircinin beynine kazınan bir sahne… Neyazık ki her şeyin anlamsız olduğu bu dünyada tutunamayan karakterimizin sonunda tüm yaşadıkları canına tak etmiştir. Artık aklı bile ona oyunlar oynamaya başlamıştır. Önce fazla konuşan komutanının sonra da kendinin işini bitirir elindeki silahla. Lakin ne etrafa yayılan kanlar ne de yaşadığımız şaşkınlık değildir geriye kalan. Ölmeden önceki o bakışlardır en çok hatırlanacak olan.




9)Christine – 2016

Yönetmen: Antonio Campos

Dünyada ilk kez canlı yayında bir intihar vakası yaşanır gerçekten. İşte bu tarihe geçen olayın hiçbir yerde gerçek kaydı yoktur. Lakin bu yıl Antonio Campos sayesinde kurmaca olanını görme şansına eriştik. Bir spiker olan Cristine, programını sunarken sakince planını işlemeye koyar. Çantasında, çok sevdiği kuklalarının içine sakladığı silahını çıkarır ve … Bu intihar vakasının canlı yayınlanması bir yana Christine’nin yayın ahlakını eleştirmek adına tam da intihardan önce söyledikleri daha da unutulmazdır.




10)
The Royal Tenenbaums – 2001

Yönetmen: Wes Anderson

Luke Wilson ‘un hayat verdiği Richie Tenenbaum karakteri önce başarılı bir saç-sakal tıraşını izlememizi sağlar. Sonrasında tüm bu hazırlığın sebebi olan intiharını… Lakin bu sahneye Elliott Smith’in bir efsane olan parçası Needle in The Hay eşlik ediyor ve Wes Anderson’un estetik anlayışı her zamankinden daha çok iş başındaysa, seyirci olarak neler hissedeceğinizi anlatmam için kelimeler kifayetsiz kalır.




11) Filth – 2013

Yönetmen: Jon S. Baird

Bipolar olan ve oldukça bağnaz bir polis memurunun intihar girişimini izlemekteyiz bu sahnede. Seyircinin asla özdeşlik kurmayacağı bir karakterin intihar etmesi ne kadar etkileyici olur tartışılır. Lakin uzun bir konuşma sürecinden sonra kararlı bir şekilde boynuna geçirdiği atkı ile her şeye son verme girişiminin çarpıcı olduğu gerçeğini değiştiremez.




12) Cache – 2006

Yönetmen: Michael Haneke

Haneke’nin insanın yüzüne tokat gibi çarpan sahnelerinden biri var karşımızda. Haneke her zamanki gibi asla fonda seyircinin duygularının sömürecek bir müzik ne de uzun uzun ritüel havasında bir hazırlanma ne göz yaşı ne de hüzün kullanıyor. İntihar henüz biz ne oluyor ne konuşuluyor bile anlamadan pat diye gerçekleşiyor. Geriye uzun bir sessizlik baki kalıyor.



13)Control – 2007

Yönetmen: Anton Corbijn

Joy Division grubunun mikrofonu Ian Curtis'in hayat hikâyesini perdeye yansıtan filmde intihar sahnesi de elbette Ian’ın. Siyah-beyaz olarak perdeye yansıyan bu çetrefilli hayat hikâyesinde önce bir epilepsi krizi sonra da intiharı izlediğimiz sahne kesinlikle kan dondurucu. Bu arada Ian Curtis’e hayat veren ve bizi bu etkileyici sahne ile buluşturan Sam Riley’in oyunculuğu karşısında şapka çıkarmamak olmaz.




14)Harold & Maude – 1971

Yönetmen: Hal Ashby

Hal Ashby’nin bir külte dönüşen, sıra dışı bir aşk hikâyesini perdeye yansıtan başyapıtı Harold and Maude’de bir değil birçok intihar sahnesi ile karşı karşıya kalıyoruz. Zengin fakat ilgisiz bir ailenin ergen bunalımları yaşayan oğlu Harold, ailesinin ilgisini çekmek ya da kendini oyalamak amacıyla çok defa intihar girişiminde bulunur. Üstelik denemediği yöntem kalmaz. Buyurunuz hepsi ile sizleri buluşturalım.




15) The Shawshank Redemption -1994

Yönetmen: Frank Darabont

Bol ödüllü, seyircinin uzun süre etkisinden çıkamayacağı bir film olan The Shawshank Redemption, iki intihar sahnesine ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan ilki yıllardır hapishanede yatan ve dışarıda hiç kimsesi kalmamış yaşlı adamımızın şartlı tahliye ile dışarıya çıktıktan sonra gerçekleşir. Karakterimiz bir süre dışarıdaki hayata ve yalnızlığa alışmaya çalışır. Fakat nafile. Yıllar sonra kavuştuğu özgürlüğü onun sonu olur. Özenle hazırladığı ilmiği boynuna geçirerek sonsuzluğa uğurlar kendini. Perdede ise intihar etmeden önce duvara bıçağı ile yazdığı not kalır.




16) The Omen – 1976

Yönetmen: Richard Donner

Karşımızda bir korku filmi var. İntiharı gerçekleştiren karakterimiz ise kendine büyük bir seyirci topluluğu seçmiştir. Bir çocuk parkını karşısına alarak gerçekleştirilen bu intihar, listedeki intiharların içerisinde en çok seyircisi olanındır. En tantanalı, en gösterişçi olanıdır.




17) Der siebente Kontinent – 1989

Yönetmen: Michael Haneke

Yine Haneke ustadan dehşet verici bir sahne. Listedeki diğer sahnelerden birçok yönüyle ayrılmakta bu sahnemiz. Zira bu kez tek bir karakterin intiharı değil toplu intihar sahnesi karşılıyor bizleri. Anne, baba ve çocuktan oluşan bir aile sırayla intihar ediyorlar. Ve Haneke oldukça soğuk ve net bir şekilde yansıtıyor bu sahneyi perdeye. Filmin geriye kalan kısmı da zaten bu toplu intiharın hazırlık aşamasıyla geçiyor.




18) The Shawshank Redemption -1994

Yönetmen: Frank Darabont

Diğer sahnede de bahsettiğimiz gibi The Shawshank Redemption’ın bir diğer intihar sahnesi daha var. Lakin bu kez film boyunca nefret ettiğimiz bir adamın intiharını izleriz. Bu nedenle de ne yalan söyleyeyim, pek de etkilenmeyiz. Zira filmin başından beri ona öfkemizi bilemişizdir. O nedenle zaten Darabont da bu sahneyi yüceltmeden oldukça sıradan çekmeye çalışmıştır.






19)Les Misérables – 2012

Yönetmen: Tom Hooper

Tom Hooper’ın Sefiller romanından esinlenerek müzikal şeklinde çektiği filmde kahramanımızın kendini sulara bıraktığı an dinlemekte olduğumuz müziğin de etkisiyle doruğa çıkmaktadır.




20) Boogie Nights – 1997

Yönetmen: Paul Thomas Anderson

70’lerin porno dünyasına ışık tutan filmde, bir partiye gidiyoruz. Karakterimiz önce tüm evi dolaşıyor. Elbette Anderson ustanın kamerası da arkasından. Sonra da önce pek de görmediğimiz bir cinayet sonra da aynı kişinin gerçekleştirdiği intihara şahit oluyoruz. Cinayette ölenleri hiç görmediğimiz gibi intihar edeni  ise aksine oldukça net görmekteyiz. Bu da Anderson’un yaptığı oyunlardan biri elbette.




21) Looper – 2012

Yönetmen: Rian Johnson

Zamanda yolculuk filminden bir intihar sahnesine ne dersiniz. 2042 yılı ile 2072 yılları arasında gidip gelen, geçmişi hatırlama, parçaları birleştirme gibi oldukça çapraşık yapısıyla dikkat çeken filmde de her şey hatırlamak üzerine.




22) Romeo & Juliet – 1996

Yönetmen: Baz Luhrmann

Meşhur Romeo ve Juliet’in tartışmasız en iyi uyarlamalarından biri olan bu filmde sahnenin hangisi olduğunu elbette tahmin ediyorsunuz değil mi? Romeo, Juliet’i uyurken bulur ve öldüğünü düşünür. Zehiri içerek aşkının yanına gitmek ister. Oysa Juliet yaşıyordur. Romeo’sunun intihar ettiğini görünce… Zaten hikâyeyi hepimiz çok iyi biliyoruz değil mi? Bilmiyorsak da sahneyi izlemek daha etkileyici olacaktır. Buyurunuz efendim:



23)Sin City – 2005

Yönetmenler:  Frank Miller, Robert Rodriguez,  Quentin Tarantino

Birbirinden başarılı üç yönetmenin maharetli vizyonlarıyla hayat bulan bu kıskanılası siyah-beyaz filmde alışılmadık bir sahne izleyeceğiz. Siyah ve beyaz çizimle karşımıza gelen bu intiharda etrafa saçılan bir de kırmızı renk var elbette. Lakin bu oldukça sade ve basit çizimle gerçekleşen sahnenin değme intihar sahnelerine taş çıkaracağını iddia etmem abartı olmaz sanırım.





24) Videodrome – 1983

Yönetmen: David Cronenberg

Televizyon ve video dünyasına, teknolojik gelişmelerin insan üzerindeki etkilerine değinen film güçlü bir eleştiri niteliğinde. Filmin nasıl ve ne ile bir intihar sahnesini izleyince oldukça şaşıracak ve muhakkak filmi izlemek isteyeceksiniz. Zira fazlasıyla sıra dışı bir film ve buna bağlı olarak da sahne var karşımızda.




25)Thelma and Louise – 1991

Yönetmen: Ridley Scott

Thelma ile Lousie, sinema tarihinin en muhteşem iki kadını. Onların arabalarına binerek herkese ve her şeye isyan niteliğindeki yolculukları nasıl bitiyor dersiniz? Listede âşık olan bir çiftin birlikte gülümseyerek, sonsuz bir mutlulukla ölüme gitmelerine denilecek laf bulamıyorum. Bu yaptıklarıyla bile teslim olmaya niyetleri olmadığını gösteriyorlar ya. Tek kelimeyle hayran olunası kesinlikle.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder