Agnieszka Holland imzalı “İz” filmindeki Janina, yaşadığı
bölgedeki avcılığa karşı mücadele eden sürprizli bir karakterdi. Prömiyerini
Cannes Film Festivali’nin Eleştirmenler Haftası bölümünde yapan “Woman at War”daki
Halla’nın ise Janina’yı akla getiren yanları oldukça fazla. İkisi de orta yaşın
üstünde ama gençlere taş çıkaracak bir çevikliğe, savaşçı ruha sahip, gücünü
doğadan alan ve en önemlisi idealleri uğruna illegal tarafta kulaç atmaktan
çekinmeyen, güçlü kadınlardır. Lakin bir nevi şaman kadınlarını da anımsatan bu
karakterlerden Halla’nın çevreciliği ne yazık ki tartışılır bir noktada.
Benedikt Erlingsson
yarattığı, yel değirmenleri ile savaşan Don Kişot’u akla getiren karakteri
Halla’nın, elindeki ok ve yay ile koca elektrik trafolarını alt etmesi oldukça
etkileyici aslında. Halla, küresel ısınmanın, dünyanın sonunu getirdiğinin
farkında ama buna rağmen bir çocuğu evlatlık edinecek kadar da hayattan umudunu
kesmemiş biri. Fakat Halla, çevre katliamı konusunda büyük resmi tam olarak
göremediği için mücadelesinde bir nevi boşa kürek çekiyor. Zira atmosferdeki
sera gazının artmasının ve çevreye verilen zararın tek sebebinin alüminyum
fabrikası olmadığı tartışılmaz bir gerçek. İzlanda’da yasal bir şekilde hâlâ devam eden
balina avcılığından tut da hayvan endüstrisi ve balık çiftlikleri hem çevreyi
en çok kirleten, temiz suyu tüketen, tarım alanlarını işgal eden hem de küresel
ısınmayı tetikleyen başaktörler değil midir? Bu kadar çok düşman faktör, hayvanların, ülkenin
hatta dünyanın ırzına geçerken tek düşman olarak alüminyum fabrikasını hedef
almak diğerlerinin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey olmasa gerek.
Lakin kuzeyin atmosferini buram buram hissettiren, çimlerin
kokusunu burnumuzda tüttüren filmde özellikle bir koro şefi olan kahramanımız
Halla’nın, müzikal zekâsının filmde kendine yer bulma şekli gerçekten de şapka
çıkarılası. Film boyunca Halla’yı an be an takip eden mini orkestra (İzlanda)
ve yine mini halk korosu (Ukrayna), hem bir yabacılaştırma unsuru olarak hem de
kahramanın duygu geçişlerini an be an takip etme açısından farklı bir deneyim
sunuyor.
Bu yazı ilk olarak 2019 yılı Nisan sayısında "Sinema Se7en"da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder