31 Ekim 2014 Cuma

ÇOCUK BEDENİNDE KOCA ADAM


İlk uzun metrajlı filmi ile Venedik Film Festivali’nde ana yarışma bölümüne seçilen  Kaan Müjdeci’nin filmi ‘Sivas’ uzun bir bekleyişten sonra vizyona girdi.  11 yaşındaki Aslan ile Sivas isimli bir dövüş köpeğinin yaşadıkları üzerinden bozkırda geçen bir büyüme hikayesi anlatan film Venedik’ten Jüri özel ödülünü alarak dönmeyi başardı.

Arkadaşları ile oyun oynarken itilip kakılan, saklambaç oynarken tek başına bırakılan, okuldaki Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler oyununa prens olarak seçilmeyen Aslan kozunu büyüklerin dünyasında paylaşmaya karar veriyor. Yalnızca yaşıtlarının dünyasından aşık olduğu Ayşe’den asla vazgeçmiyor. Ayşe’nin dışında genelde köyün erkeklerinin toplantılarına katılıyor, onlarla yaşıtlarıymış gibi konuşuyor, sigara içiyor, annesinin onu yıkamasını istemiyor,  köpek dövüştürüyor, küfür ediyor, dikleniyor hatta tabir yerindeyse onlara  bazen de kafa tutuyor. Kısacası çocuk bedeninde yaşayan(yaşamaya çalışan) koca bir adam Aslan.


Aslan bu büyüklerin dünyasına tamda uyum sağlayamıyor aslında. Daha filmin ilk başlarında atlarını ovaya salmaya çalışırken ona zarar verip sonra da kaybetmesi  Aslan’da  vicdan azabına neden olur.
Atın yokluğu onda başka bir hayvana bağlanma isteği oluşturur. Ve önüne çıkan ilk fırsatta bu  kez başkasından zarar görmüş bir köpeğe sahip çıkarak vicdanını rahatlatır. Ve bu kez ondan ayrılmasına neden olacak tüm kişi ve olaylara direnir. Bu kez asla yol arkadaşı, dostu olarak gördüğü bir dövüş köpeği olan Sivas’ı bırakmaz.

Ama gözü gibi baktığı, herkesten sakındığı köpeği Sivas’ı maalesef dövüştürmeye başlayacaktır. Buna karar vermesinde yaşadığı toplumdaki genel geçer kurallar, mahalle baskısı, bazen de aşık olduğu kızın söyledikleri neden oluyor.   Aslan,  her ne kadar belli etmemeye çalışsa da Sivas’ı dövüştürmekten çok rahatsızdır.  Hiçbir zaman çevresindeki insanların dövüş esnasında aldığı hazzı alamıyor. Dövüşlere giderken de, dövüş esnasında da hep bir tutuk, hep bir kaygılı. Sivas sayesinde kabul edildiği erkek dünyasında pohpohlanması bile onun sesinin gür çıkmasını sağlamaz. Çünkü onun aklı her dövüşten sonra yıpranan, yaralanan Sivas’tadır.

Aslan, Sivas’ın şampiyonluk aldığı dövüşten sonra onun iyice yıprandığını, yorgun düştüğünü görür. Ve içinde bulunmak istediği erkek camiasının kendisine kapılarını sonuna kadar açmasına rağmen bu fırsatı elinin tersiyle iter. Tüm cesaretini kullanarak verdiği köpeğini dövüştürmeme kararını camiaya açıklar. Ve biz seyirci de ‘İşte bu!’ duygusunu yaratır.

Bir büyüme hikayesi anlatan “Sivas” bu hikayeyi güçlü bir alt metin olan köpek dövüşleri ile birlikte anlatmayı tercih ediyor. Yönetmenin film yönetirken en zorlanılacak oyuncular olan çocuk ve hayvan ile çalışması, üstüne  çok zor çekilecek gün batımı ve gece çekimleri kullanması,  müziğe sırtını dönen kararı ile kesinlikle takdiri hak ediyor.  Ve bize de bu filmi sinemaya giderek izlemek düşüyor.

NOT: Filmin kamera arkası görüntülerinden izlediklerim ve film ekibinin katıldığı söyleşiden dinlediklerimi özetlersem Filmde Çakır adlı köpek başta olmak üzere hiçbir hayvana zarar verilmemiştir. Çakır sürekli veteriner gözetiminde olmuş, cildine zarar vermeyecek boyalar kullanılmış, özel hazırlanan şampuanlarla yıkanmış ve asla gerçek anlamda dövüştürülmemiştir. Hatta köpeklerle olan sahnelerin çekimi bu konudaki hassasiyetten ötürü çok uzun sürmüştür. Bu açıklamalarda ben yönetmenin ve film ekibinin söylediklerine güveniyor ve samimiyetlerine inanıyorum.

SİVAS
YÖNETMEN: KAAN MÜJDECİ
SENARYO: KAAN MÜJDECİ
OYUNCULAR: DOĞAN İZCİ, ÇAKIR
YAPIM:2014/TÜRKİYE/ 97DK





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder