Amores
Perros, 21 Grams, Babel,Biutiful filmleriyle büyük başarılar kazanan yönetmen Alejandro
González Iñárritu
son filmi Birdman ile çıtasını yükselterek yoluna devam ediyor. Birçok filminde
kesişen hayatlar üzerinden hikayesini anlatmayı tercih eden Inarritu’nun son
filminde ise karakterlerin hayatları ile tiyatroda oynadıkları roller
kesişiyor.
Çok
yakın zamanda izlediğimiz Sils Maria:Perde de başrol oyuncusu bir tiyatro oyuncusunu canlandırıyor ve filmde
gerçekte yaşadığı hayat ile oynadığı oyundaki karakterler çok benzeşiyordu.
Hatta bir süre sonra seyirci olarak Maria’nın gerçek hayatta söyledikleri ile
repliklerini birbirinden ayırt edemiyorduk. Birdman’da da başkarakter Riggan
tıpkı rolündeki gibi gerçekte de kaybeden biridir. Riggan oynadığı rolü ile
yaptığı kader birliğini yarı yolda bırakmaz. Bu kader birliğini sonuna kadar
götürür. Oyundaki kaybetme sebebi ile gerçek hayatta ki kaybetme sebebi farklı
olabilir. Birinde karısı tarafından, diğerinde hayat tarafından aldatılmıştır.
Bu nüansın ne önemi vardır. Önemli olan aldatılma duygusu ve bu duyguyla baş
edebilme /edememe durumudur. Riggan oyunda da, gerçekte de mücadele etmiyor
değil. Ama mücadele konusunda çok ısrarcı olamıyor…
Filmde,Raymon Carver’in When We Talk About Love(Aşktan Sözettiğimizde Sözünü
Ettiklerimiz) adlı öykünün tiyatroya uyarlamasını yapıyor Riggan. Zaten
Riggan’ın kaybedenlerin hayatlarını yazan bir yazarın öyküsünü uyarlaması daha
ilk anlardan açık ediyor filmin niyetini. Bu film kaybedenlerin filmi diyor
besbelli.
Riggan (Micheal Keaton’un gerçek hayatında da olduğu gibi)
bir süper kahraman(Birdman) filminin 1,2 ve 3. Serilerinde oynayarak şöhreti
yakalamış fakat daha sonra kariyerine sinemada devam etmemiştir/edememiştir.
Riggan çevresindeki insanların imalı söylemleri ve davranışlarıyla bu durumu
bilinçaltında oldukça büyütmüş, büyük bir nevroz haline getirmiştir. Odada ki
Birdman 3 afişine bu durumunu yansıtmıştır. Afişte ki Birdman Riggan’ı hiç
rahat bırakmaz. Sürekli ona duymak istemediği, unutmak istediği gerçekleri
haykırır. Riggan çoğu zaman duymamazlıktan gelse de bazen kafasının tası
atabilir. Ve intikamını da ilk önce bir zamanlar kendisinin hayat verdiği Birdman
filminin afişinden alır. Bir nevi geçmişinden çıkarır yaşadığı travmanın
acısını.
Ama tabii ki Birdman da tamamen kişisel bir hikaye izlemiyoruz.
Zaten Innarritu filmografisinde yoktur böyle bir durum. Her filminde toplumsal
dertleri vardır ve bunları cesaret ile dile getirir. Innarritu bu kez ise
eleştiri oklarını medyaya çevirir. Bir
insanı bir anda meşhur yapıp en tepeye çıkardığını daha sonra ise en tepeden
aşağıya saldığını gözler önüne serer. Medya dünyasında her şey sabun köpüğü
gibidir. Dün senin için her şeyi yapabilecek olanlar yarın yüzüne bile
bakmazlar. Bu çürümüş medya sistemi, yazarları ile de faşizan durumunu zirveye
taşır. Kendi ego duyguları ile eleştiri yazan yazar, nefret duygusunu rastgele
etrafa saçmaktan geri durmaz. Kurtlar sofrasıdır resmen bu dünya. Ve herkesin
harcı değildir kurtlarla yoldaşlık yapmak. Riggan’da bu sofrada kendine yer
bulamaz.
Bu kadar anlatılanlardan sonra tamamen Riggan’ın hikayesini
izlediğimizi düşünmeyelim. Riggan’ın hayatında bir şekilde bulunan kızı, eski
karısı, sevgilisi, rol arkadaşları problemleriyle hikayeye eşlik eder. Herkes
sorunlarıyla boğuşur. Kimse kimseye yardımcı olamadığı gibi problemleri
konusunda, aksine yaşadıklarının yükünü birbirlerine yükleyerek acılarını
hafifletmeye çalışırlar. Edward Norton’un canlandırdığı Mike karakteri
Riggan’ın çevresindeki en problemli kişidir. Gerçek hayatta yapamadığı tüm
çılgınlıkları oynayacağı role büründüğünde yapar. Tam bir baş belasıdır. En çok
da Riggan’ın başının belası olur Mike.
Kendine özgü tarzını her filminde konuşturan İnnarrıtu, Birdman’da
tüm filmi neredeyse bir tiyatro salonunda çekmiştir. Tek mekanda çekildiği için
filmde kasvetli bir durum yaratılmıştır. Bir de karakterleri sürekli tiyatro
salonu ile soyunma odaları arasında peşlerinden her daim takip eden kamera kasvet duygusuna bir de sıkışmışlık duygusunu
da eklemiştir. Bu duygu tam da karakterlerimizin ruh haline uyumludur.
Oscar yarışında en iyi
film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı kadın ve erkek
oyuncu dahil olmak üzere dokuz dalda aday olan Birdman resmen ortalığı kırıp
geçireceğe benziyor. Hatta birçok kişinin bu yıl ki favori filmi olacak gibi
gözüküyor.
,