Baba, Oğul ve Mutlak Güç Adına
Francis Ford Coppola’nın ölümsüz eseri The Godfather, hem
Coppola’nın hem de sinema tarihinin en büyük başyapıtlarından biridir kuşkusuz.
Ödüllere ve övgülere boğulan bu üç serilik yapıt Mario Puzo’nun kitabından beyazperdeye
uyarlanır. Fakat The Godfather, edebiyat uyarlamaları arasında kitabın önüne
geçen az sayıdaki filmlerden biri olur. Amerika’da yaşayan İtalyan bir mafya
ailesinin hikâyesini anlatan üç serilik filmin en çok birincisi beğenilir. The
Godfather’daki unutulmaz sahnelerden bir tanesi ise infaz ve vaftiz anlarını
paralel kurguda izlediğimiz sahnedir.
Sahne, Michael’in kız kardeşinin çocuğunun vaftiz töreninin
yapılacağı kilise görüntüsüyle başlar. Michael, yeğenine vaftiz babalığı yapar. Bu
nedenle vaftiz kuralları gereği bebek, annesi ve vaftiz babası rahibin
karşısına çıkar. Rahibin karşısına çıkarken kilisenin en ucunda konumlanan
kamera ihtişamlı kiliseyi gösterir. Böylece dinin ne kadar büyük bir güç
olduğunu vurgular. Daha sonra vaftiz töreninin başlamasıyla ölüm ve doğum için
yapılan ritüelleri birbirini kucaklayan bir uyum içerisinde izleriz. Beyazlar
içerisindeki tüm kötülüklerden uzak bebeğin başındaki şapkanın doğumunun
kutsanması için çıkarılmasını izlediğimiz anları tetikçilerin silahlarını
öldürmek için hazırlamaları takip eder. Arada hislerinden tamamen arınmış bir halde gördüğümüz
Michael’in yüzü ise bu iki dünya arasındaki gerçekliği ifade eder. Michael bir
nevi doğum ve ölüm arasındaki sırat köprüsü görevi görür. Michael artık baba –Hristiyanlıkta
Tanrı’ya baba denilir- olmuştur. Bu nedenle kimin ölüp kimin yaşayacağına,
sırat köprüsünü kimin geçip kimin cehennemin dibini boylayacağına artık o karar
veriyordur. Ona biat ederek yaşamayı reddedeceklerini bildiği kullarının isyan
etmeden önlerini kesmektir niyeti. Bebeğin vaftiz öncesi dualarla
hazırlanmasını kilise orgunun sesi eşliğinde görürken aynı zamanda Michael’in
adamlarının yine aynı ses eşliğinde günaha hazırlanmalarını izleriz. Her iki
kurguya da aynı arka plandaki sesin eşlik etmesi, günahında Hıristiyanlığın
gölgesi altında gerçekleştiğini ima eder. İnfazları izlediğimiz kurguda kilise
orgunun sesine o dünyadan sadece silah sesleri eşlik eder; din kisvesi altında yapılan
günahın sesi. Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra rahibin Michael’e yönelttiği
sorular, Michael tarafından yanıtlanırken tam da verilen yanıtların tersine
verdiği emirler teker teker yerine getirilir. Michael, Tanrı’ya, İsa’ya ve
Kutsal Ruh’a inandığını söyler. Daha sonra ise sorulan “Şeytanı reddediyor
musun?” sorusuna reddediyorum cevabını verir. Tam da verilen cevaplarla ironi
oluşturacak emirler bu sırada gerçekleşir. Michael’e rakip olacak tüm mafya
liderleri sırasıyla asansörde, masaj salonunda, döner kapıda, yatakta,
merdivenlerde infaz edilir. Bu esnada Michael sorulan “Şeytanın yaptıkları ve
tüm gösterişini de reddediyor musun?” sorularını, reddediyorum olarak cevaplar.
Son olarak vaftiz olmayı kabul ettiğini söylemesi ile gerçekleşen vaftiz
görüntülerine aralara giren ceset görüntülerinin eşlik etmesiyle sahne son
bulur. Bu süre zarfında Michael’in yüzü alabildiğine ifadesizdir. Zira Michael,
verdiği emirleri öyle olmasını istediği için değil mecbur olduğu için
vermiştir. Ailesini korumak artık onun görevidir. Ona tanınan başka bir çıkış
yolu bırakılmamıştır. Michael hem sevabın yolunda yeğeninin vaftiz babası hem
de günahın yolunda mafya babası olur. Biri görünen tarafı diğeri de gizli
tarafını temsil eder. Michael ne yazık ki hep bu iki dünya arsında sıkışıp
kalacaktır ömrü boyunca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder