Yeşilçam’ın unutulmaz aktrislerinden Türkan Şoray, bugüne
kadar dört tane filme yönetmenlik yapmıştı. Şoray, 34 yıl aradan sonra kızı
Yağmur Ünal’ın yapımcılık ve oyunculuk yaptığı Uzaklarda Arama isimli filmle
yönetmenliğe yeniden dönüş yapar. Kendini iyice eve kapattığı, kameralardan
uzaklaştığı bir zamanda bu filme yönetmenlik yaparak kendisinin deyimiyle
tekrar hayata dönen Şoray, bu kez sadece kamera arkasında-Şoray filmde birkaç
saniye cameo olarak gözükür- kalır. Filmin senaryosu ise yaptığı her filmiyle
sinemaseverlerin gönlünde taht kuran Onur Ünlü’ye ait.
Şoray, bundan önceki Dönüş, Azap, Bodrum Hâkimi ve Yılanı
Öldürseler(Şerif Gören ile birlikte) filmlerinde hep toplumsal konulara
eğilmiş, bir kadın yönetmen olarak kadının ve annenin çektiği sıkıntılara
parmak basmıştır. Kiminde kocası Almanya’ya gidip evlenen kadının dramına
kiminde ise hasta çocuğunu tedavi ettirebilmek için organlarını satan anneye
çevirdi kamerasını. İlkeli bir hâkimin
aşkını da izlettirdi bize, güzelliği başına sürekli bela getiren Esme’yi de… Ve
yönettiği bu filmlerin hepsinde de o çilekeş, bahtsız kadına Şoray can
vermiştir. Son filminde ise yerini bir nevi el verdiği kızı Yağmur Ünal’a
bırakır. Tabii Şoray’ın yerini dolduruyor mu orası tartışılır.
Uzaklarda Arama ise bilinmeyen bir zamanda şehirdeki
pavyonun Uzaklar adlı kasabaya taşınması etrafında gelişen olayları anlatır.
Barones Pavyon’un sekiz tane konsomatrisi ve patronları Çoşkun’un kasabaya
gelmesiyle felaketler, yüzleşmeler yaşanmaya başlar. Seyirci olarak bizler
hikâyeyi 9 yaşındaki Yusuf’dan dinler, çoğu zamanda onun ve en iyi arkadaşı
konsomatris Deniz’in gözünden görürüz birçok şeyi. Bu nedenle bazı mekânlar
gerçek hayatta olmayacak kadar güzel ve ışıltılıdır. Tıpkı masallardan kopup
gelmiş yerlerdir. Deniz ile Yusuf zaten aynı gözle Dünya’yı görebildikleri için
çok iyi anlaşırlar. Film asıl çatışmasını kasaba halkı ile pavyon çalışanları arasında
kurar. Lakin seyirciyi esas etkileyecek daha doğrusu melodramı yaratacak
çatışma Nazlı ile Vedat aşkında yaşanır.
Pavyon kadını ile saf ve temiz kasaba genci… Bu tandık
hikâye hemen akıllara Ömer Lütfi Akad’ın 1968 yapımı Vesikalı Yarim filmini
getirir elbette. Film Yeşilçam’a adını altın harflerle yazdırmış, unutulmaz
diyalogları ve müzikleriyle hafızalara kazınmıştır. Şu işe bakın ki bu filmin
başroldeki kadın oyuncusu da Türkan Şoray’dır. Hatta Şoray, bu filmdeki
etkileyici oyunculuğuyla Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın
Oyuncu ödülünü almıştır. Filmde belki de
‘’Çok eskiden rastlaşacaktık’’ tiradıyla hep hatırlanacak Şoray, aynı
konuya eğildiği Uzaklarda Arama ile ne yazık ki o etkiyi yakalayamaz.
Film birçok oyuncuyu barındırırken en usta oyuncu olarak
karşımıza Mustafa Uğurlu’yu çıkarıyor. Hem de film unutulsa bile yaşayacak bir
karakterle… Uğurlu’nun hayat verdiği Çoşkun karakteri o kadar gerçek o kadar
tanıdık ki; Çoşkun’u izlerken ‘’Ben bu adamı bir yerden tanıyorum’’ hissini
yaşamamak mümkün değil. Konsomatris kızlar da seyirciyi oldukça tatmin edecek
denli samimi ve renkli karakterler. Ama aynı şeyleri kasaba halkı için söylemek
biraz güç. Kasaba halkı pavyon ekibine göre karikatürize kalıyorlar. Filmde
yeterince derinlik kazanmayan öğretmen karakteri ise ne yazık ki havada
kalıyor. Tıpkı Ünal’ın canlandırdığı Deniz karakterinin olduğu gibi.
Uzaklarda Arama çoğu yerli yapım gibi yine sınıfı geçemiyor.
Aslında film çok iyi başlıyor uzun süresine rağmen ilk 90 dakika gayet sorunsuz
ve eğlenceli bir şekilde su gibi akıyor. Fakat son yarım saatte ciddi şekilde
kan kaybediyor. Hatta bu düşüş çok büyük
boyutlarda yaşanıyor. Bu kadar bariz bir kopuş da ancak sorunlu bir senaryodan
kaynaklanıyor olabilir. Ünlü gibi usta bir senaristin elinden çıkan senaryonun
hiç müdahaleye uğramamış olmasına inanmak zor. Film boyunca görmediğimiz
klişeler, duymadığımız beylik laflar, dikte ettirilen fikirler son yarıda
tabiri caizse havalarda uçuşuyor.
Kısacası özellikle senaristi ve yönetmeniyle bizi epeyce
heyecanlandıran bir yerli yapımda yolun yarısında tökezleyerek umutları suya
düşürüyor film. Şoray, yönetmenlik yapmaya devam ederse bu filmdeki
yanlışlardan umarım bir çıkarımda bulunur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder