15 Aralık 2015 Salı

O AN: Taxi Driver


Ölüme ‘’Kafa’’ Tutmak

Hollywood sinemasının usta yönetmenlerinden Martin Scorsese’in her filmi birbirinden başarılı ve ödüle layıktır. Fakat Taxi Driver birçok filme esin kaynağı olmuş örnek bir filmdir. Film, Oscar’a birçok dalda aday olsa da hiçbirini alamamış ama sinefillerin gönlüne taht kurmuştur. Senaryosu, oyunculukları, müzikleri, kamera kullanımı ile parmak ısırtan bu mükemmel yapımın bol kanlı, şiddet dolu anlarına bir yolculuk yapalım hep birlikte.

Travis Bickle’nin ilk leşini yere sermesinden sonra İris’in fahişelik yaptığı otele hızlıca girmesi ile başlar sahne. Zaten otele girmesiyle birlikte film boyunca görmediğimiz adrenalini yaşayacağımız sahneler başlar. Öncelikle Travis’in yeni imajından biraz bahsetmek gerek. Travis’in mohawk saç stili ve üzerindeki askeri tarzdaki ceketi onun zaten filmin başından beri var olan ırkçı yapısının artık tamamen faşizan bir boyut kazandığının göstergesidir. Bu kafa yapısıyla kendisini tam bir savaşın ortasında zanneden(Vietnam savaşı gazisidir kendisi) Travis, İris’i saplandığı bataklıktan kurtarmak amacıyla bir süper kahraman edasıyla ölüme ve ölümüne yürür. Tüm filme olduğu gibi otele de hâkim olan kırmızı renk karşılar Travis’i.  Öncelikle koridorda karşısına çıkan otel sahibini elinden vurur. Yüzüne sıçrayan kanları görmemizin hemen arkasından art arda oteldeki üç odanın kapısı karşılar bizi. Bir nevi kamera İris’in odasını aramaktadır. Sonuncu kapı İris’in odasıdır ki odada silah sesine iş üstündeyken tepki veren İris’in yüzünü görürüz. Hemen ardından kamera yine Travis’dedir. Travis’in ifadesiz kanlı yüzüne kamera odaklanmışken tekrar silah sesi duyarız. Fakat bu kez ses Travis’in silahından değildir. Aksine bu kez hedef Travis’tir; tam da boynundan vurulan kahramanımız hiç korku ya da panik yaşamadan kendisini engelleyen kişiyi tek kurşunla yere serer. Ve burada muhtemelen kurşunu biten silahı bırakır. Zira cephanesi fazlasıyla vardır. Gereksiz yere kurşun takmak için oyalanmaya gerek yoktur. Travis işini temiz yapmak adına yere serdiği adamı tamamen hakladığına emin olduktan sonra İris’in odasına doğru ilerler. Arkasından ise yarısı havaya uçmuş elinin acısıyla onu engellemeye çalışan ve ona küfürler yağdıran otelci adam gelir. Bu sırada da seslerden dolayı dışarı çıkan İris’in müşterisi Travis’i hedef aldığına pişman olur; Travis, üzerinin çeşitli yerlerine yerleştirdiği birbirinden değerli intikam araçlarından bir başkasını çıkararak müşteriyi de halleder. Son olarak otelcinin diğer elini de bıçakla cezalandırdıktan sonra İris’in çığlıkları arasında otelcinin işini tamamen bitirir. En etkileyici olanı da sonuncusudur kuşkusuz. Duvara sıçrayan kan lekeleri ile içerisinin kırmızı loş ışığı mükemmel uyumu yakalar.  Kulaklarda İris’in çığlığı, hafızalarda duvardaki kanların izi kalır geriye.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder