Her filmi ile dikkatleri üzerine çeken Gaspar Noé, son filmi Love 3D ile ise tam anlamıyla olay
yarattı. Estetik erotizm olarak filmini tanımlayan Noé, üstelik bu oldukça
hedef haline gelecek filmini 3D olarak çekerek cesaret ve yenilikçilikte sınır
tanımadığını dosta düşmana ilan etmiş oldu. Noé, bugüne kadar genel seyirci
tarafından izlenilmesi zor ya da kabul edilemez mevzuları (seks, şiddet,
uyuşturucu, tecavüz, ensest vb)sinemasına büyük bir arzu ve içtenlikle
yedirmiş, sinemanın asi çocuklarından biriydi zaten. Lakin bu asi çocuğun
hayranlarına çok daha büyük bir sürpriz hazırladığını kim tahmin edebilirdi ki?
Şimdi dilerseniz cinselliğin ve estetiğin bir araya geldiği bu mükemmel yapımın
son sahnesine, yaşanılan aşkın izleyenleri sarstığı, gözlerimizin dolduğu
anlara doğru uzanalım.
Sahne Murphy’nin banyoda duşun
altında her zamanki gibi anılara daldığı bir anda başlar. Murphy, aşkı Elektra
ile yaşadığı güzellikleri hatırlayarak her zamanki gibi hem kendisinin hem de
biz izleyicilerin duygusallığını doruk noktasına taşır. Fakat filmin başından
beri Murphy’nin anılara dalmasından farklıdır bu anlar. Artık gerçekten dayanma
gücünün kalmadığını, dibe vurduğunu hissederiz. Murphy’i merak eden karısının
kapıyı açıp ona baktığını hiç fark etmez. Zira o son zamanlarda hep olduğu gibi
kaybettiği aşkı ile başka bir boyuttadır. Zaten Omi de Murhpy ile Electra
aşkının boyutunu çok iyi bildiğinden Murhpy’nin bu ayin misali, anılarında
Electra ile olma zamanlarına asla müdahale etmez. Omi’nin kapıyı kapatmasıyla,
Electra içeriye girer. Bu kez bir anıyı değil de hayali izleriz. Murhpy
delilercesine sevdiği kadından bir çocuğu olsun isterdi elbette. İşte bu nedenle
Electra’yı hamile olarak görür. Ama artık o kadar yorgun düşmüştür ki o hayali
bile uzun bir süre canlı tutamaz. Ve hayalinin bile ellerinin arasından
kayması-aslında gerçeği de bu şekilde göz göre göre ellerinin arasından kayar-
onu hırsından hüngür hüngür ağlatır. Neyse ki tam o anda tüm olanlardan
habersiz oğlu Gaspar kapıyı açar. Zira babasının ağlama sesi onu
meraklandırmıştır. Murhpy de hayatta tutunabileceği son dalı olan oğlunu gözü
yaşlı bir şekilde yanına çağırır. Birbirlerine sımsıkı sarılı bir şekilde ikisi
de hıçkıra hıçkıra ağlarlar bu kez. Gaspar babası ağlıyor diye, Murhpy ise tüm
yaşadıklarına ve oğlunu ağlatıyor diye… Murhpy, Gaspar’dan özür diler; beni
affet, artık gücüm kalmadı diyerek bir nevi günah çıkarır. Bu anlardan sonra
ise tamamen sonsuz aşkı Electra’ya ruhunu da bedenini de teslim eder. Bir
zamanlar bu iki aşığın birbirlerinden ayrı düşmelerine neden olan Gaspar, şimdi
tekrar birleşmelerini sağlar bir nevi. Bu anlardan sonra banyoda sadece Murhpy ve
Electra vardır. Tam da eski günlerde olduğu gibi; birbirlerine sımsıkı
sarılıdırlar, çırılçıplak ve öpüşürler. Banyoda hâkim olan ayrılığı temsil eden
sarı renk yavaş yavaş tutkuyu, aşkı simgeleyen kırmızıya evrilir. Ve sahne
muhteşem bir fotoğraf karesinin eşliğinde şu diyalog ile son bulur:
Electra: Lütfen, beni bir daha
bırakma.
Murhpy: Söz veriyorum seni hep
seveceğim.
Electra ile Murphy kırmızının egemen
olduğu banyoda çırılçıplak, her şeyi arındıran suyun altında tek vücut
olmuşlardır. Artık hiçbir güç onları ayırmaya yetmeyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder