29 Ağustos 2015 Cumartesi

13 Sins: Tebrikler! Kaybettiniz…


2006  Tayland yapımı korku-gerilim-komedi türündeki 13  Game Sayawng filminin Hollywood uyarlaması 13 Sins, bu kez komedi türünden faydalanmaz. Hatta sadece gerilim türünde ilerlediği söylenilebilir. Daniel Stamm’ın yönettiği film, Hollywood’un çok sevdiği günah işlemek, içindeki şeytana aldanmak, komplo teorileri gibi konulardan beslenir.  Fakat bugüne kadar özellikle Hıristiyanlık dinince benimsenen yedi günah üzerinden şekillenen filmlerden değil 13 Sins. Herhangi bir dini gönderme ya da motif bulunmaz filmde. Daha çok Hollywood’un yine çok sevdiği komplo teorilerine sırtını yaslar.
Mark Webber’in canlandırdığı Elliot karakteri iyi niyetli, çekingen, sindirilmiş bir genç olarak tanınır. Sevgilisinden bebek beklediği için evlenmeye karar vermiş, zihinsel engelli kardeşinin masrafları artmış, yaşlı babasının evine haciz gelmişken işten atılır. Elliot tam olarak bir kabusun içine düşer. Çaresizliği yeni çıkan dertlerle daha da artar. Elliot tamamen köşeye sıkışır. İşte tam da böyle bir durumdayken çalan telefon Elliot ve ailesinin hayatını geri dönüşü olmayan yollara sokar.  13 görevden oluşan bir yarışmaya katılırsa tüm para sıkıntısı sona erecektir Elliot’un. Üstelik ilk görevler o kadar kolaydır ki Elliot yarışmaya katılmamak gibi bir ihtimali düşünmez bile. Ne var ki kazanılan para arttıkça görevler de zorlaşır; insan olanın yapamayacağı düzeye ulaşır görevler.
Elliot gibi bir kişiliği bile değiştirir bu görevler; kendine güveni, cesareti olmayan Elliot, zincirleri kırar tabiri caizse. Yarışmanın bir amacı da insanlığın içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak. Hiçbir insanın masum olmadığını, belli yöntemlerle herkese kötülük yaptırılabileceğini alt metinde sürekli işler film. Elliot’da bu amaca büyük oranda hizmet eder. Ayrıca dijital çağın getirisi olan her yerde dinlenip, gözetlenme olayı filmde abartılı bir şekilde gerçekleşir. Gel gelim filmin en havada kalan mevzusu komplo teorileri olur; Dünya’da yaşanan birçok katliam, suikast gibi önemli meseleleri hiçbir siyasi zemini olmayan bir yarışmaya bağlaması gülünç olmaktan öteye gidememektedir. Tüm Dünya’da olagelmiş mühim mevzuların komplo teorileri ile hedef değiştirilip, dikkatin dağıtılması bu filmle de yapılır.

Film makul bir bütçe ve pek tanınmayan oyuncularla çekilmiş basit anlatıma sahip bir yapım. Fakat tüm filmin sıradanlığını unutturacak birkaç sahne de yok değil; özellikle motosikletlilerin, baba ve iki oğul arasındaki hesaplaşmanın olduğu sahneler tansiyonu yükselten anlar olur. Onun dışında her şey sıradan ve tahmin edilebilirliği olan sahnelerdir.

Son sahnesi ile birçok izleyene saç baş yoldursa da filmin genel olarak başarılı bir Hollywood uyarlaması olduğu söylenebilir. Sonuçta orijinal Tayland filmine Hollywood’un tüm klişelerini özenle yerleştirir 13 Sins. Bol kanlı sahneler, hafif gerilim, az buçukta heyecan arıyorsanız 13 Sins’i neden izlemeyesiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder