7 Ağustos 2015 Cuma

JAWS: AÇIK BÜFE TATİL


1975 yılında, Steven Spielberg tarafından Peter Bradford Benchley’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanır Jaws. Tüm zamanların en iyi gerilimi olan bu film, bu yıl Teksas’da kırkıncı yılını özel bir gösterim ile kutladı. Zaman geçtikçe unutulmayan aksine değeri daha da iyi anlaşılan Jaws’ın devam serileri de çekilir ama aynı başarıyı yakalayamaz. Küçük bir tatil kasabasının sahiline, katil bir köpek balığının misafir olması sonucu gelişen olayların izlendiği Jaws, çocuk yaştaki izleyiciler için uzun vadeli deniz korkusunun oluşmasına da sebep olur. Her tatilin eğlenceli ya da huzurlu geçeceği ne malum… Öyle değil mi? Hayat boyu unutulmayacak maceraların yaşandığı bir tatil, bazıları için daha çekici olabilir.

Masmavi suları, tertemiz kumsalı ile her yaz binlerce turistin geldiği küçük ve sevimli bir kasaba olan Amity, Jaws filmine ev sahipliği yapar. Özellikle yaz aylarında denize giren yüzlerce insan ile mükellef bir sofrayı andıran sahil, bir köpekbalığı için bulunmaz nimet olur. Şerif Brody, kasabaya henüz yeni gelmişken büyük bir sorun ile karşılaşır. Fazlasıyla meşakkatli olan bu olayı halletmekle sorumlu kişi Brody’i, tam bir anti kahraman olarak tanımlayabiliriz. Zira kendisi kasabanın ileri gelenlerine karşı iradesiz, fobileri olan, çabucak paniğe kapılarak olayların etkisi altına giren biridir. Brody’nin bu zorlu süreci nasıl yöneteceği konusunda izleyici olarak umutsuzluğa kapılmamak elde değildir.  Diğer yandan sermaye kaygısı ile plajların kapanmasına engel olmaya çalışan belediye başkanı, hayati önemi olan haberi arka sayfalara iteleyen meslek ahlakı olmayan gazeteci, köpekbalığını avlamaya gönüllü taş fırın erkeği havalarındaki balıkçı Quint, Quint ile güç gösterisinde yarışan güya eğitimli köpekbalığı bilimcisi Hooper filmin kafa yapısını da açık eder; tam bir erkek egemen dünyanın içine düşülür filmde. Üstelik hepsi de birbirinden problemli erkeklerdir bunlar. Kadınlar ise çitleri aşarak  çıplak denize girdiği için köpekbalığına kurban giden genç kız, çocuğuna sahip çıkamayan anne, işini yapmaya çalışan erkeğin dikkatini dağıtan eş olarak var olabiliyorlar ne yazık ki. Ayrıca köpekbalığı ağzının açık halinin vajinaya benzediğini, bütün erkeklerin onu yok etmeye çalıştığını da söylersem filmin bakış açısını tam olarak anlatmış olur sanırım. Zaten film gelişme kısmından itibaren tamamen erkek dünyasında geçiyor.

Filmin ikinci yarısında Brody, Quint ve Hooper’in teknede, bir yandan köpekbalığına bir yandan da birbirlerine karşı verdikleri mücadeleyi izleriz. Her ne kadar birbirleri ile anlaşamasalar da ortak amaçlarını gerçekleştirme konusunda birlik olurlar. Ne var ki büyük, beyaz ve oldukça obur arkadaşı haklamak hiç de kolay olmaz. Zaman ilerledikçe birbirleri ile daha fazla zaman geçiren erkekler kaynaşır, hatta sırlarını paylaşmaya başlarlar. Sırlarını paylaşırken bile birbirleri ile yaralarını yarıştırmaları komikken, Brody’nin kendinde bir yara ve buna bağlı anlatacak hikayesinin olmaması onu iyiden iyiye izleyici karşısında küçültür. Köpekbalığı ile ilgili bilgi ve deneyim açısından en niteliksiz erkeğin Brody olduğu sürekli seyircinin gözüne sokulur. Brody’nin bu durumundan çok rahatsız olan Quint’in, Brody’nin karısı ile olan bağını telsiz kablosunu- aslında bunu göbek bağı olarak düşünebiliriz- keserek koparır. Bu noktadan sonra Brody de daha güçlü bir profil çizer.


Köpekbalığı vahşeti çok az görülmesine rağmen her an gerilimi ayakta tutmasıyla, ters köşe yapan finali ve kusursuz seyreden giriş, gelişme, sonuç bölümüyle takdiri kesinlikle hak ediyor Jaws. Bakış açısının sorunlu olmasına rağmen senaryonun ve senaryonun hayata geçirilmesinin kusursuz olduğu yadsınamaz bir gerçek.  Muhafazakar bir çizgideki film, elbette akademi tarafından çok beğenilip, üç dalda Oscar kazanır. 2001 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmeye başlar. Doğal ışık kullanımındaki başarısı, günün şartlarına göre oldukça inandırıcı köpekbalığı tasarımı olağanüstü. Bir an bile köpekbalığı karikatüre dönüşmez. Her göründüğü anda seyircinin yüreklerini ağzına getirmeye yeter. Sıkıntıdan macera arayan tatilciler, özellikle sahilde tatil yapıyorsanız, toplaşıp bu filmi izlememeniz için neden göremiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder