25 Temmuz 2018 Çarşamba

Lütfi Akad Sineması

Lütfi Akad1

Yeşilçam’ın Devrimcisi Lütfi Akad

Yerli sinemanın en önemli kilometre taşlarının mimarı denilince kuşkusuz ilk akla gelecek isimlerden birisi Lütfi Akad’dır. Neredeyse yaptığı her filmle yerli sinemaya bir yenilik getirmiş, devrimci yönetmenlerden biri olan Akad sineması, toplumsal gerçekçi filmleriyle takdiri hak eder. En önemli eserlerini toplumsal gerçekçi filmleriyle ortaya koyan Akad, melodramlarında bile toplumsal meselelerden uzak durmayı tercih etmemiştir. Arkasında dev bir sinema külliyatı bırakarak aramızdan ayrılan Akad’ı, incelikle döşediği filmografisinin en önemli mihenk taşlarıyla hatırlayalım isterim.
Lütfi Akad Gelin

1)Gelin – 1973

Lütfi Akad’ın Köyden Kente Göç üçlemesinin ilk filmi Gelin, sadece yaptığı sosyo-kültürel tespitleri ile bile yönetmenin başyapıtı olmayı hak etmektedir. Yozgat’dan İstanbul’a gelip, yerleşen bir aile üzerinden göç olgusunu tüm yönleriyle masaya yatırır Akad. Cahilliğin, feodal yapının, dini inanışların bir hayatı nasıl el birliğiyle kurban ettiğinin çarpıcı bir portresini sunan film, Akad’ın gözünden oldukça naif bir şekilde aktarılır. Filmin çatışmasını destekleyen Kurban Bayramı, meseleyi çok güzel kapsayan bir metafor görevini üstelenir. Akad’ın genelde kapalı mekânlarda, sabit kamera ile çektiği Gelin, teknik olarak da ataerkil düzenin mağrur ve hantal kafa yapısını yansıtır.
Gelin, sonunda verdiği mesaj ile de oldukça anlamlı bir yerde duran, yıllar geçse de yerine getirdiği misyonundan dolayı unutulmayacak gerçek bir şaheserdir.


Lütfi Akad vesikalı yarim

2)Vesikalı Yarim – 1968

Vesikalı Yarim, Yeşilçam’ın hiçbir şey anlatma derdi olmadan çekilen ağlak melodramlarının içine doğan bir güneştir adeta. Dönemin sanatsal değeri olmayan filmlerinin aksine söylemek istedikleri, değindikleri ve sinematografi anlamında belki de bir ilkti Vesikalı Yarim. Zira hem bir aşk hikâyesini melodramdan şaşmadan anlatmak hem de bunu yaparken sınıf ve sosyo-kültürel farkları sağlam bir şekilde temellendiren bir filme rastlamak neredeyse mümkün değildi. İşte Akad, her ne kadar erkek egemen toplumun düşünce yapısından tam sıyrılamasa da büyük oranda dönemin çağdaşlık açısından öncüsü olan bir filme imza atmıştır. Bir pavyon kadını ile pazarcı adamın aşk hikâyesi olan Vesikalı Yarim, ülke sinemasının ondan sonraki birçok melodramına esin kaynağı olmuştur aynı zamanda.
Akad’ın mükemmel bir ustalıkla hayat verdiği bu film, yerli sinemanın tartışmasız en iyi melodramlarından biri olarak anılmakta ve hep anılacaktır. Türkan Şoray’ın bu filmle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldüğü de unutulmamalıdır.

Lütfi Akad yalnızlar rıhtımı

3)Yalnızlar Rıhtımı – 1959

Yalnızlar Rıhtımı, Lütfi Akad’ın en çok tartışılan filmlerinden biri olmuştur. Senaryosunu Atilla İlhan’ın kaleme aldığı film, Akad’ın melodramlarından biridir. Konsomatris Güner ile Rıdvan Kaptan’ın aşkına odaklanan film, Güner’in patronunun kaçakçılığı ile ona olan tutkusunu birlikte filme yedirir. Böylece bir yandan Güner ile Rıdvan’ın kavuşamamasını bir yandan da kanun dışı işler yapan bir grubun kendi aralarında yaşadıkları hesaplaşmayı çatışma olarak kuruyor Yalnızlar Rıhtımı. Her iki çatışmanın da etkili bir şekilde devam ettiği film, yine de Akad’ın başarılı işlerinin bir nevi gölgesinde kalıyor. Fakat yerli sinema seyircisinin o dönem için gönlünü fazlasıyla kazandığı da bir gerçek.
Çolpan İlhan ile Sadri Alışık’ın aşklarının iyice alevlenmesine neden olan bu film, belki de tıpkı onlar gibi filmi izleyen birçok çiftin evlenmesine neden olmuştur kim bilir.

Lütfi Akad kanun namına

4)Kanun Namına – 1952

Akad’ın yerli sinemaya getirdiği yeniliklerden bir diğerine ev sahipliği yapan filmi de Kanun Namına’dır. Zira Akad, o zamana kadar kapalı mekânlara hapsedilen kamerayı sokaklara çıkarmıştır. Gerçek bir gazete haberinden etkilenerek Osman Seden’in yazdığı senaryo bir kıstırılmış adam sendromunu yansıtır. Bu sendromuna yenik düşen otomobil tamircisi Nazım, intikam almak amacıyla eline silahını alarak İstanbul sokaklarında koşturmaya başlar. Böylece çatışma ve kovalamacanın eksik olmadığı bir aksiyon filmi çıkar ortaya. Ayhan Işık’ın başarılı oyunculuğu ile hayat bulan Nazım karakterinin seyirciyi soluksuz bıraktığı bu film, sinemaya getirdiği yeniliklerle de adını yerli sinema tarihine yazdırmıştır.
Akad’ın yerli sinemaya armağan ettiği en devrimci filmlerinden biri olan Kanun Namına, ilmik ilmik incelenmesi gereken bir denektir aynı zamanda.


Lütfi Akad kızılırmak karakoyun

5)Kızılırmak Karakoyun – 1967

Akad’ın köyde geçen filmlerinden biri olan Kızılırmak Karakoyun, epik bir aşk filmidir. Anlattığı aşka ilaveten dönemin kırdaki yaşamına yakından bakarak, sosyal sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmiştir. Akad’ın derinlikli bakışıyla sinemada hayat bulan, aslen Nazım Hikmet’in eserinden senaryolaştırılan Kızılırmak Karakoyun, Oba’da yaşayan bey kızı ile çoban Ali Haydar’ın imkânsız aşkını anlatır. Lakin aynı zamanda dönemin sosyo-ekonomik durumuna, erkler mücadelesine de yakından bakar.
Özellikle o dönem Yeşilçam sinemasının alışkın olmadığı finali ile dikkat çeken bu film, toplumsal gerçekçilikte çığır açmıştır.

Lütfi Akad hudutların kanunu

Hudutların Kanunu – 1966

Yılmaz Güney’in eserinden yola çıkılarak çekilen Hudutların Kanunu, Akad’ın toplumsal gerçekçi filmlerinden en önemlilerinden biridir. Güney’in başrolünde olduğu film, sınıra yakın topraklarda yaşayan köylülerin hayatlarını idame ettirebilmek için sınır kaçakçılığı yapmaları ve bunun karşılığında düştükleri durum en çarpıcı haliyle gözler önüne serilir. Bir yandan asker tarafından kanun bozucu diğer taraftan toprak ağası tarafından pis işlerde kullanılacak araç olarak görülen köylüler… Ve bu köylüleri temsilen Yılmaz Güney’in oyunculuğu ile devleşen Hıdır…
2011 yılında Cannes Film Festivali’nde restore edilmiş haliyle seyirci ile buluşan bu eser, ölümsüzleştiğini kanıtlamış olmuştur böylece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder