Keaton Külliyatının Başyapıtlarından
Sessiz sinema döneminin en büyük ustalarından biri olan
Buster Keaton, aynı zamanda slapstick tarzının da tartışmasız en başarılı
temsilcisi olarak anılmayı hak edenlerden. Henüz bebekken tattığı sahne tozunu,
zamanla oyunculuk, senaristlik ve yönetmenlikle devam ettirmiş, sinema tarihine
birbirinden eşsiz eserler bırakmış olan Keaton’un kısa film külliyatında One
Week, için açık ara diğerlerinden çok daha başka bir film diyebiliriz. Yirmi
beş dakikalık bir başyapıt olan One Week, Keaton’un kendisine Stone Face
lakabını kazandıracak ifadesiz oyunculuğunu konuşturduğu, aynı zamanda da
senarist ve yönetmenliği Eddie Cline ile paylaştığı nadidelerinden biri. Yuva
kurmanın zorluğunu, bambaşka bir bakış açısıyla anlatılan One Week’te her bir
sahne başlı başına tekrar tekrar izlenecek harikalıkta olsa da şiddetli bir
yağmurun esiri oldukları sahnenin sinemanın kilometre taşlarından biri olarak
unutulmazlar arasında yerini aldığını filmi izleyenler elbette bilirler.
Talihsizliklerle Tamamlanan Bir Yuva
Filmimiz iki aşığın evlenmesiyle başlar. Bu evlenen
çiftimize amcaları tarafından bir ev hediye edilir. Fakat ev dediysek öyle
hazır ve nazır bir ev beklemeyelim. Zira bu hediyeye tam anlamıyla sahip olmak
epey zorludur; portatif olan evi kendileri birleştireceklerdir. Lakin evi yapma
görevi bizim sakar ve talihsiz karakterimize düştüyse işler epey sarpa sarar: Parçaların
yerleri, onların mutluluğunu kıskananlar tarafından değiştirilir. Bir de bu
komplo yetmezmiş gibi her olumsuzluk anında bu sevimli çiftimizin yanında
biter. Böylece portatif ev aslından bambaşka ve fazlasıyla emanet bir şekilde
tamamlanır. Her şeye rağmen tamamlanan evde ilk hoş geldin partisi verilir.
Lakin…
Keaton ile Dans Eden Ev
Tüm olumsuzluklara rağmen aşkları ve saflıklarıyla ayakta
duran çiftimizin ilk davetleri sırasında Keaton’un istisnasız her filminde
yağan yağmur yine arzı endam eyler. Yağmurun yağması ve şiddetini
arttırmasıyla, adeta oyuncak bir puzzle gibi bir araya getirilen ev, çiftimize
ve misafirlere eğlenceli, bir o kadar da çetrefilli dakikalar yaşatır. Yağmur
altında adeta dans etmeye başlayan ev, bu sahnede neredeyse başkarakterliği
Keaton’dan bile alarak tüm ilgiyi üstüne çekmeyi başarır. Hatta misafirlerden
birinin yaptığı benzetme çok yerindedir: Atlıkarınca görevini üstlenmekten daha
çok zevk alır gibidir sürprizli evimiz. Evlendikleri günden beri başlarından
talihsizliklerin eksik olmadığı zavallı çiftimiz bin bir emekle kurmaya
çalıştıkları yuvalarının adeta maskarası olurlar böylece. Bu anlarda hem
muhteşem bir oyunculuk sergileyen evi hem de Buster Keaton’un performanslarını
izlemenin zevki elbette tarif edilemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder