6 Ağustos 2018 Pazartesi

O AN: Kader



Oğlum Bekir, dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. 

Yol belli; ey başını usul usul yürü şimdi.

Ateşe Tutkun Pervaneler

Yerli sinemanın en önemli yönetmenlerinden biri olan Demirkubuz, yukarıdaki sözlerle ev sahipliği yapan, bana kalırsa sinemamızda bugüne kadar yapılmış en gerçekçi ama en arıza, en arabesk ama en kusursuz, en sert ama en duygusal filmine imza atar Kader ile. Bırak yerli sinemayı tüm sinema tarihinde yaşanmış aşkların en psikopatlarından biri olmayı sonuna kadar hak eder Kader’in kahramanları olan Bekir(Ufuk Bayraktar) ile Uğur(Vildan Atasever). Zira Demirkubuz, inanılmaz bir çatışma kurarak başarır bunu. Değme aşk üçgenlerine taş çıkaracak denli bir durum söz konusu olur Kader’de. Uğur uğruna işkenceleri, fahişeliği, acıya seve seve katlandığı Zagor’a, Bekir ise ailesini, varını yoğunu, onurunu, her şeyini ayaklar altına aldığı Uğur’a tutkundur. Uğur, Zagor’un buna bağlı olarak da Bekir, Uğur’un peşinden sürüklenir. Bu uğurda nice acılar çekilir, intiharlar edilir. Ama ne fayda. Uğur Zagor’u ateşi belleyen pervane kuşu, Bekir de Uğur’u… İşin en acı tarafı ise Uğur da Bekir’i sever. Zira Uğur, ne söz verdiği Zagor’una sırtını dönebilecek ne de onun için her şeyinden vazgeçen Bekir’e sevgi duymayacak bir kadındır. Uğur, aşk için yaşayan kadınlardandır ne de olsa. Bu uğurda alnına ne yazıldıysa çekmeye razı olanlardan hem de. İşte bu savrulan hayatlarında epey bir zaman geçmiş, ateş bu pervane kuşlarını biçare hale getirmiş bir zamanda, Bekir yine şuursuzcasına kendini yollara vurmuş ve Uğur’unu Kars’ta yaşadığı evinde bulur. Hiçbir zaman artık bu en az kendisi kadar deli adamdan kurtulamayacağını anlayan Uğur, onu evine, mahremine yine alır. Fakat her ne kadar aşkın ne lanet bir şey olduğunu en iyi kendisi bilse de sorar yine Bekir’e; Neden geldin?

Bu sorunun karşılığı olarak Bekir’in epey uzun bir yanıtı vardır. Başlar Bekir, neden geldiğini anlatmaya. Ama ne anlatma. Sinema tarihinin belki de görüp görebileceği en damardan tiradını yazmıştır Demirkubuz, bu sahneye. Filmi izleyen bir seyircinin Bekir’in söylediklerinin ne kadar doğru, Uğur’un ağlarken ne kadar içten ağladığını hissetmemesi mümkün değildir. Asla unutulmayacak bu anlar ve kesinlikle hafızalardan silinmeyecek o diyalog ile sizleri baş başa bırakmak sanırım en doğrusu.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder