Gerçek bir hayat hikâyesinden beyazperdeye uyarlanan Fargo,
aynı zamanda Oscar tarafından da iki ödülle taçlandırılmış bir film. Coenler’in
en unutulmaz film noir yapımına imza attıkları Fargo, türe özgün dokunuşlarda
yapar; kasvetli ortamlarda geçen film noir türü, beyazlar içerisinde aydınlık
bir ortama konuk olmuştur. İşgüzar Jerry karakterinin içinde bulunduğu
sıkıntıdan çıkmak için güya incelikle hazırladığı planı eline yüzüne bulaştırması
üzerinden ilerleyen filmde, masumiyeti simgeleyen karlar üzerinde işlenen
cinayetler tertemiz şehri kan lekeleri ile kirletir. Hiçbir cinayetin
planlanmadığı hatta akla ihtimali bile getirilmediği bir fidye operasyonunun,
adeta şehirde biriken olumsuz enerjinin fitilini ateşlemesi akıl alır gibi
değildir. Quentin Tarantino’nun her yerden kan fışkıran, seyirciye kan banyosu
yaptıran filmlerini hiç mi hiç aratmaz Fargo. Lakin bir sahne vardır ki…
İşte o sahnenin dehşet vericiliğiyle hiçbir sahne boş
ölçüşemez. Olayların tamamen çığırından çıktığı, tabiri caizse her şeyin deli
saçmasına döndüğü anlar yaşanmaktadır artık. Fidye operasyonu kapsamında Jerry’nin
karısını kaçırmakla görevli ikili, sonunda birbirleriyle kavgaya tutuşmuş ve
gerçekten içinden geçenleri birbirlerine haykırmışlardır. Lakin bizim psikopat
karakterimiz Gaear’ın –filmden tanıyanlar bilirler- böyle şeylere tahammülü pek
olmaz. Gaear, gelecek ile ilgili büyük
büyük hayalleri olan Carl’a karşı şeytanın bile aklına gelmeyecek planını
hayata geçirmeye başlar. Bir slasher filminde olacak balta, iş makinesi gibi
alet edevatla işini görmeyi tercih eden Geaer biz seyircileri adeta şoka
uğratır. Gaear’ın kontrolü ele geçirdiği bu sahne hiç kuşkusuz tek başına bir
korku filmi olacak kıvamdadır. Neyse ki
Coenlerin mizahla yoğrulan bakış açısı bu sahnenin etkisini daha kolay
atlatmamızı sağlar. Zaten komiser Marge’nin gördükleri karşısında, hamile
olmasına rağmen takındığı soğuk tavrı da biz seyircileri kendine getirir. Yine
de beyaz ile kırmızının etkileyici birlikteliğinin uzun bir süre aklımızdan
çıkmayacağını inkâr edemeyiz. Ama aklımızdan çıkmayacak olan şey çok daha
başkadır. İşte o büyük soru için ise filmi tamamen izlemeniz gerekmekte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder