Köpekli Şehrin Trampetçisi
Macar yönetmen Kornél Mundruczó, geçen yıl tüm insanlığın
yüzüne adeta tokat gibi çarpan bir film çekti. Doğanın en acımasız türü olan
insanın çağlar boyu hem kendi türüne hem de diğer türlere yaptığı zulüm hep
devam etmekte. İşte Mundruczó’nun bu
çarpıcı filmi de insanlığın köpek türüne yaptıklarını ve buna karşılık
köpeklerin direnişini odağına almakta. Macaristan’da tıpkı Nazilere yakışacak bir
kanun uygulanır. Bu kanuna göre safkan olmayan köpekleri evde beslemek
yasaklanmıştır. Bu nedenle Lili adlı başrol oyuncumuz en yakın arkadaşı olan
Hagen adlı köpeğinden babasının da aynı tavrından dolayı ayrılmak zorunda
kalır. Ve ne yazık ki Hagen, gerek sokaklarda gerek barınaklarda zulüm
görecektir tıpkı diğerleri gibi. Fakat bu faşist topluluğa karşı Hagen
önderliğindeki köpeklerin intikam planları vardır. Hagen, zulüm gören tüm
köpekleri arkasına alarak direnişe başlar. Tabii ki bu intikam planında onu
sokağa atanlar da vardır.
Hagen ve arkadaşları soluğu Lili’nin karşısında alırlar.
Büyük bir topluluk halinde ve fütursuzca ona doğru gelen köpeklerin hiç de
dostane olmadığını anlayan Lili, oldukça tedirgin olur haliyle. Hagen’e ne
kadar seslenmeye çalışsa da onun artık bambaşka biri olduğunu anlamakta geç
kalmaz. Lakin asla iyilikten vazgeçmeyen Lili, babasının yine kaba kuvvetle
halletmeye çalıştığı duruma tepki gösterir. Trompetini çıkararak çalmaya
başlar. Lili’nin trompetinden çıkan
olağanüstü ses ilk başta Hagen olmak üzere tüm köpeklerin adeta ruhunu okşar.
Duydukları bu sesin sahibinden onlara kötülük gelmeyeceğini anlayacak kadar
akıllı ve güçlü ruhlara sahip canlılardır ne de olsa. İntikam duygusuyla yanıp
tutuşan köpekler bir anda gevşeyerek kendilerini müziğin ritmine bırakırlar.
Kendilerine bu nefis müziği icra edenin karşısında diz çökecek kadar da
hürmetkâr canlılardır onlar. Lili de mini konserini tamamladıktan sonra onlara
olan inancını tıpkı onlar gibi dile getirir. Fakat en etkileyici olanı Lili’nin
babasının da buna katılması olsa gerek. Mundruczó’nun hayatınız boyunca görüp
görebileceğiniz en mükemmel kareyi yarattığı o an donup kalır perdede.
Masumiyetin, iyiliğin en güzel anlatıldığı o kare sadece sinema tarihine değil
insanlığın hafızasına kazınacak türden değil de nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder