15 Ağustos 2018 Çarşamba

Unutulmaz Paralel Kurgu Sahneleri



1) Strangers On A Train (Trendeki Yabancılar) - 1951

Yönetmen: Alfred Hitchcock

Sinemanın tartışmasız en büyük ustalarından Alfred Hitchcock’un sayısız başyapıtından biri olan Strangers On A Train’in açılış sahnesi, tartışmasız bu listenin başköşesini hak etmektedir. Hınzır yönetmenimizin, asla yüzleri göstermeyip, ayaklara odaklanarak iki farklı yolcunun trene binmesini yarattığı bu sahne ne muazzamdır.




2) Stachka (Grev) – 1925

Yönetmen: Sergei M. Eisenstein

Sovyet Rusya’nın en önemli yönetmenlerinden Sergei M. Eisenstein, sinemada kurgunun da yaratıcısıdır aynı zamanda. Bronenosets Potyomkin gibi büyük yapıtları sinemaya armağan eden Eisenstein, filmlerinde hep çatışmadan beslenerek derdini dile getirmenin doğru olduğuna inanmaktaydı. Bu nedenle Stachka’daki paralel kurgu sahnesinde katledilen işçiler ile yine mezbahalarda katledilen hayvanları ard arda vererek oldukça çarpıcı bir işe imza atar.




3) The Silence Of The Lambs (Kuzuların Sessizliği) – 1991

Yönetmen: Jonathan Demme

Sinema tarihinin en büyük korku-gerilim filmlerinden biri olan The Silence Of The Lambs’da seyircinin yüreklerini ağzına getiren sahneler kuşkusuz saymakla bitmez. Lakin Hannibal’ın olmadığı ama yine de izleyene ecel terleri döktüren bir sahnesi var ki… Clarice ile FBI ajanlarının farklı yerlerde seri katil Bill’i yakalama operasyonları nefes kesicidir.




4)Inception (Başlangıç) – 2010

Yönetmen: Christopher Nolan

Nolan sevenleri tarafından baş tacı edilen filmlerden biri olan Inception, listemize barındırdığı iki paralel kurgu sahnesiyle girmeyi başarmıştır. Bunlardan biri olan bu sahne, zaten karmaşık yapısıyla zihinleri zorlayan filmin adeta bonusu olur. Farklı iki çatışma sahnesinin birbiriyle adeta bir arada dans ediyormuş hissi, anlatılamayacak bir lezzettir.




5)American Sniper (Keskin Nişancı) - 2014

Yönetmen: Clint Eastwood  

Eastwood’un bu filmini asla sevmeyenlerdenim. Lakin bu sahnenin hakkını yememek gerek. Chris Kyle’in (Bradley Cooper) ön planda olduğu bu sahne, gerçekten insanın kanını donduruyor.



6) The Great Train Robbery (Büyük Tren Soygunu) – 1903

Yönetmen: Edwin S. Porter

Poter’ın The Great Train Robbery filmi listemizin en yaşlısı olma unvanını da taşıyor. Henüz kurgunun ne olduğunun bahsi bile geçmediği zamanlarda böyle bir sahnenin çekilmesi şaşkınlık verici. Bakın Poter, o zamanın şartlarına göre nasıl bir paralel kurgu sahnesi çekiyor




7) Inception (Başlangıç) – 2010

Yönetmen: Christopher Nolan

Nolan’ın yine Inception’daki bir diğer sahnesi, muhteşem bir düşmeler sahnesidir aslında. Biri ağır çekimde olmak üzere birçok farklı yerde, farklı kişilerin düşmelerini izleriz. Elbette görselliğin ve müziğin bu sahneyi daha da ürpertici yaptığını eklemeye gerek yok sanırım.




8) The Matrix Reloaded – 2003

Yönetmen: Larry and Andy Wachowski

2000’li yılların seyirciyi afallatan yapımlarından biri olan Matrix üçlemesinin ikinci ayağındaki Neo’nun (Keanu Reeves) yine bize şahane bir şov yaptığı, Trinity (Carrie-Anne Moss) ile Morpheus’un (Laurence Fishburne) kovalama işinde ter döktükleri sahneyi unutmak ne mümkün? Özellikle Neo’nun üzerine yağan kurşunları tek eliyle havada sıraya dizmesi var ya…




9)The Godfather (Baba) – 1972

Yönetmen: Francis Ford Coppola

Coppola’nın hem kendisinin hem de sinema tarihinin başyapıtlarından biri olan The Godfatheri, öyle başarılı bir paralel kurgu sahnesine sahip ki, şahsen benim her izlememde tüylerim ürperir. Michael Corleone’nin (Al Paçino) tahtını sağlamlaştırmak adına bir dizi temizlik komutu verir. Hem de tam olarak yeğeninin vaftiz töreninin olduğu saatlere. Bir yandan Tanrı’nın evinde günahlardan arınılır, diğer tarafta işlenen günahların affı mümkün değildir. Muhteşem değil mi?




10) Dangerous Liaisons (Tehlikeli İlişkiler) – 1988

Yönetmen: Stephen Frears

Stephen Frears’in bu dönem filminin başlangıç sahnesi, tüm filmin gidişatı hakkında adeta ipuçlarını seyircinin önüne koyar. Adeta bir ritüel havasında gerçekleşen giyinme ve makyaj anları, tüm film boyunca izleyeceğimiz kahramanlarımız Marquise de Merteuil (Glenn Close ) ve Vicomte de Valmont  (John Malkovich ) aslında bir nevi zırhlarını, silahlarını kuşanmaları anlamına da gelmekte.




11)Antichrist (Deccal) – 2009

Yönetmen: Lars von Trier

Lars von Trier’in sinema tarihine geçecek prologlarının bana kalırsa tartışmasız en şahanesi Antichrist’dekidir. Siyah beyaz, enfes görüntüler eşliğinde hayat bulan bu prolog sahnesinde bir kadın ile kocasının cinsel ilişkiye girip, hazzı tatmalarıyla çocuklarının sonsuzluğa gidişi aynı sahnede hayat bulur. Handel’in barok operası Rinaldo eşliğinde izlediğimiz bu eşsiz sahnenin oldukça pornografik olduğunu da eklemek gerek sanırım. Trier’in her bir ayrıntıyı büyük bir incelikle düşündüğü bu sahnenin sürprizi ise filmin sonunda saklı.




12) The Wolf of Wall Street (Para Avcısı) – 2013

Yönetmen: Martin Scorsese

Hollywood sinemasının en önemli auteur yönetmenlerden Martin Scorsese, klasik sinemanın tüm kodlarıyla oynadığı, şeytanın aklına gelmeyecek hamlelere başvurduğu başyapıtlarından The Wolf of Wall Street’de elbette paralel kurgu sahnesine de yer ayırmıştır. Scorsese, çocukluğumuzun çizgi film kahramanı Temel Reis’in maceraları ile Jordan ile Donnie’nin başından geçenleri paralel kurguda buluşturmuştur. Yalnız ıspanak yerine kokain, Safinaz yerine de Donnie’yi kabul etmek zorundasınız. Jordan’ın sahnenin sonunda Temel Reis kadar mütevazı olmadığını da eklemek gerek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder