9 Ağustos 2018 Perşembe

O AN: Gülen Gözler

Unutulmaz Bir Klasik 

Artık geçmişte kalan, bir nostalji gibi hatırladığımız Yeşilçam dönemi filmlerini elbette birçok kategoriye ayırarak, derinlemesine inceleyebiliriz. Ancak bu kategorilerin en başında gelen, resmen diğerlerinden sıyrılan, aile filmleri bambaşkadır. Hem ders verici, bir amacı, niyeti olan filmler olmasıyla hem oyunculukları ve yaratılan fazlasıyla gerçekçi ama bir o kadar da karikatür karakterleriyle, hem özenle yazılan senaryosuyla hem de içimizden, sıcacık yapısıyla sarıp sarmalamıştır seyirciyi bu filmler. Hatta öylesine başarılı bir şekilde yapmıştır ki bunu, aradan yıllar geçse de her izleyişimizde hala aynı etkiyi bırakır üzerimizde. Bu, gerek sinema salonlarında, gerek tv ekranında tüm aile bir araya gelerek izlediği filmlerin tartışmasız en sıcacık olanları hep Arzu Film'den çıkmıştır. Birbirinden başarılı oyuncuları, senaristleri ve yönetmenleriyle adeta bir aile havasıyla yıllardır geleneğini sürdüren Arzu Film, Bizim Aile, Gülen Gözler, Aile Şerefi ve Neşeli Günler gibi birçok olağanüstü aile filmine imza atmıştır. Her biri birer başyapıt olan bu yapımlardan yönetmenliğini Orhan Aksoy'un, yapımcılığını büyük usta Ertem Eğilmez'in, senaristliğini Sadık Şendil, müziğini ise Melih Kibar'ın yaptığı unutulmaz bir klasik Neşeli Günler, akıllara kazınan, hâlâ her aklımıza geldiğinde kahkahalarla güldüğümüz birçok ölümsüz sahneye sahiptir. Lakin Kazım Bey (Münir Özkul) ile Saadet Hanım'ın (Adile Naşit) onları bir kat daha da çok sevmemize, hayran olmamıza sebep olacak bir sahneleri var ki...

Genelde izlediğimiz aile filmlerinde baba ve anne rollerini çoğu kez paylaşan Özkul ile Naşit, yine pek çoğunda olduğu gibi merhametli, sevgi dolu, dürüst, sevecen ama en önemlisi alt tabakadan insanlardır. Fakat biz seyircilerin, her zaman karı koca olarak gördüğü, üstelik hep mutlu mesut olan bu çiftin ilk kez karşımıza birbirinden ayrılmış olarak çıkmaları şok etkisi yaratır. Her filmde birbirini tüm kalpleriyle seven, mutlu çifti artık gerçekten evli bile olduklarını düşünenler varken bu kez fazlasıyla ters köşe yapar. Üstelik bununla da kalmaz, bu ayrı çifti birbirinin tek kelimeyle azılı düşmanı olarak görürüz. Peki, dünyanın en tatlı annesi ile babası olan bu iki yaşlı huysuzun derdi nedir birbirlerine karşı? İşte orasını ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Zira hani derler ya, "İncir çekirdeğini doldurmayacak" kadar önemsiz bir mevzudur. Gelin, aslında birbirini deliler gibi seven bu inatçı keçinin, burunlarından kıl aldırmayıp da ayrılmalarına neden olan mühim tartışmayı izleyelim. Turşu ne ile yapılır? Cevabı mı? Varın siz karar verin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder