Charlie Chaplin’in Şarlo karakteri ile seyirci karşısına
çıktığı son film olan Modern Times, aynı zamanda da son sessiz filmidir. Politik
yönünü hiçbir zaman saklamayan, her zaman için bir sosyalist olduğunu belli
eden Chaplin, her filmini de bu yönde şekillendirmiş bir yönetmen olmuştur.
Gerek The Great Dictator’de gerek filmografisinin diğer parçalarında hep
haksızlıklara, sömürüye, eşitsizliğe karşı bir duruş, isyan vardır. Ama Modern
Times, tamamen bu yönde yapılan bir çalışma. Büyük Ekonomik Buhran’ı yaşamış
bir kişi olarak Chaplin, bu zamanları büyük bir ustalık ve sorumlulukla
beyazperdeye taşımıştır. Şarlo karakterinin makinelerle kurduğu benzersiz
ilişki bir yandan güldürüp bir yandan da insanları derin düşüncelere yöneltir.
Bu, eleştirilerini mizah üzerinden kullanan belki de dünyanın en başarılı
insanı olan Chaplin, Modern Times ile insanlığa en büyük miraslarından birini sunmuştur.
Bugün bile seyircinin büyük bir saygı ve hayranlıkla izlediği film Chaplin’in
ABD Ulusal Film Arşivi tarafından koruma altına alınan eserlerinden biridir
aynı zamanda. İşte bu benzersiz filmin her biri birbirinden akılda kalıcı
sahnelerden biri ise Şarlo’nun 1 Mayıs’ta kızıl bayrak elinde işçilere önderlik
ettiği sahne olsa gerek. Ne dersiniz? Gidelim mi o anlara birlikte?
Şarlo, çalıştığı fabrikada geçirdiği sinir krizi sonrası
hastaneye kaldırılmış, tedavi görmüş ve nihayet dışarıya çıkmıştır. İşsiz bir
şekilde sokaklarda dolaşır Şarlo. Şarlo’nun yanından geçen bir arabadan kızıl
bayrak –film siyah-beyaz olduğu için ne yazık ki bayrağı gri renkte görürüz-
yere düşer. İşte ne olursa ondan sonra olur. Değme politik filmlere taş
çıkaracak bir sahnedir bu. Chaplin, çok büyük olan bu derde (işsizlik,
haksızlık, düşük ücret, fazla mesai vb…) kısacık bir sahneyle ve elbette mizah
dolu bir anlayışla öyle güzel yorumunu getirir ki. Belki de uzun uzun
diyalogların, bitmek bilmeyen sahnelerin yapamayacağını fazlasıyla yapar büyük
usta. Şarlo’nun o kızıl bayrağı sallayışında hissedilen coşkunun kelimelerle
tarifi olmasa gerek. Fonda duyduğumuz 1 Mayıs marşını da es geçmeyelim. Kızıl
bayrağı en anlamlı sallayan oyunculardan ve böylesine anlamlı bir filmi yöneten
yönetmen Chaplin’i saygıyla anmaktan başka elden ne gelir? Öyle değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder