4 Ağustos 2018 Cumartesi

O AN: Bronenosets Potemkin



Devrimin Şanlı Merdivenleri

1905 Rus-Japon Savaşı sırasında Çarlık Hükümeti’nin Potemkim Zırhlısı adlı gemisinde patlak veren isyan, Ekim Devrimi’nin ilk provası sayılacak denli önemli bir ayaklanma olarak kabul edilir. Ekim Devrimi sonrası dönemin en önemli yönetmenlerinden Sergei Eisenstein tarafından beyaz perdeye aktarılan ayaklanma, böylelikle usta bir göz sayesinde tarihe geçer.  Eisenstein her anını ince eleyip sık dokuduğu filmde, hem isyanın her açıdan derinliklerine inerek tarihe hem de uyguladığı teknikleriyle de sinemaya bir başyapıt armağan etmiş olur. Her anı ilmik ilmik sökülerek analiz edilmesi lazım gelen filmin, özellikle Odessa Merdivenleri’ndeki sahneyi her anlamıyla yeri doldurulmayacak anlarıyla hatırlarsak eğer…

Eisenstein’in kendine verilen geniş imkânlarla deneme şansı bulduğu birçok teknikten en önemlisi kurgu olur bu filmde. Zaten Eisenstein, sinemada kurgu konusunda bir nevi öncü kabul edilir Potemkim Zırhlısı ile. Özellikle Odessa Merdivenleri sahnesi, sinemada kurgunun en çarpıcı kullanıldığı anlara ev sahipliği yapar. Eisenstein, kurgu hileleriyle bir dakikalık sahneyi beş dakika olarak göstererek yaşananların etkileyiciliğini de böylece kat be ket arttırmış olur. İsyan eden gemideki mürettebatı karşılamaya gelen insanların Odessa Merdivenleri’nde Çarlık askerleri tarafından katledilmelerini izlediğimiz sahne, şiddetin belki de bu kadar açık ve çarpıcı kullanıldığı da ilk filmlerden biri olma özelliğini taşır aynı zamanda. Askerlerin tek vücut olmuş halde bebeği, yaşlısı gözetmeden tüm insanların üzerine şuursuzcasına ateş açması ve insan kitlesinin can havliyle merdivenlerden aşağıya doğru kaçışması… Sinema tarihinin görüp görebileceği en muazzam anlara sahip bu sahnede Eisenstein’in bir de sürekli yakın plan çekim yaparak ölen, kaçışan ya da çocuğunun öldürüldüğüne şahit olan annenin yüz ifadeleri seyircinin karakterlerle bire bir özdeşlik kurmasını sağlar. Defalarca aynı yüzü, sıçramalarla farklı açılardan tekrar tekrar görmemiz seyircinin yaşadığı acıyı da kat be kat arttırır. Sahnenin en dayanılmaz anları ise kuşkusuz önce askerlerin kurşunu ile vurulan sonra da kaçışan insanlar tarafından ezilen çocuk ve annesinin görüntüleri olsa gerek. Birçok ülkede içerdiği şiddet görüntüleri nedeniyle gösterimi yasaklanan filmin oldukça gerçekçi olduğu da böylece tartışmasız bir gerçeklik kazanır. Bu filmi izleyenlerin kesinlikle Bolşevik olacağının iddia edileceği kadar gerçekçi, etkili, yenilikçi ve unutulmaz başyapıtı ve Odessa Merdivenleri’ni unutamayacaksınız.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder